KURANDAKİ HAYAT/ AKIL 5.BÖLÜM

TEMİZ AKLIN MAHİYETİ VE KRİTERLERİ

Temiz (salim) akıl nedir? Kuran’da temiz akla “vicdani akıl” da denmektedir. Temiz akıl, herhangi bir kişi, olgu ya da olay hakkında vicdana dayalı olarak karar vermektir. Vicdan nedir? “Vicdan” iyi, doğru, hak ve gerçeğe dayalı olan doğal değerlerdir. Bu vicdani, doğal değerler, varlıklarını kimseye borçlu değildirler. Ancak, vicdan üzerindeki yargılarımız doğuştan değildirler üstelik kişiden kişiye de değişirler.

Temiz aklın kriterleri nedir?

1- Temiz akıl sorgular: Temiz akıl öncelikle kendi var oluşu ile evrende gördüğü Güneş, Ay, yıldızlar, bitki, hayvanların varlık sebebini merak eder. Önce ben kimim diye varlığını ve kişiliğini oluşturan etmenleri sorgular. “Niçin adaleti seviyorum da haksızlıktan hiç hoşlanmıyorum?” diye düşünür. “Niçin,diğer insanlarla hem benzeşiyoruz, hem de duygularımızda, düşüncelerimizde, hayallerimizde, zevklerimizde, huylarımızda, olaylara bakış açılarımızda farklılıklarımız var?”diye sorgulamaya başlar. Güneş, yıldızlar, dağ, ağaç , toprak, hayvanlar niçin yaratıldı diye akıl yormaya başlar ve kaçınılmaz olarak “madde nedir?” sorusuna cevap aramaya yönelir. Bilime döner. Bilimde bile maddenin tanımının açık olmadığını görür. Bilimde genel geçer kural; madde deyince kütlenin anlaşılmasıdır. Kütle nedir? Kuvvetin ivmeye oranıdır (m=F/a). Peki, varlıklarda hakim olan bu oran, ölçü insanda da mevcut mudur? Evet, her varlık bir ölçü ile yaratılmıştır ve her varlık yaratılışına uygun hareket eder. İnsan, o zaman başına gelen her şeyin, kendi eseri olduğunu kavrar: “Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir…”(Şura 30). Kendine karşı dürüst olmaya karar verirse, vicdani aklı devreye girer.

Vicdani akıl, mantığın aklın temel unsuru olduğunu zaten bilir. Ancak dikkat edilmezse bilerek ya da bilmeyerek mantıkta da hata yaparak aldanma ihtimali vardır. Örneğin, ” ruh göçü-reenkarnasyon ” hakkında ruhun varlığını kabul edenler daima birbiri ile tutarsız, spekülatif ve iknaya dayalı olarak akıl yürütmüşlerdir. Vicdani akıl, bu konuda şunu sorgular: Hangi bedendeki nefsimiz ahirette hesaba çekilecektir? Ruh “bir turist” gibi bedenden bedene dolaşacaktır. Bu adil midir? Örneğin diyelim ki kişi önceki hayatında bir cani idi. Yeni bedenlendiği yaşantısında ise bir kral oldu. eski işlediği suçlar ne olacaktır? Ya da tersi olsun. Kral iken, ikinci yaşamında bir cani olsun. hesabı kim verecektir* Kuran, ısrarla herkesin hayata bir kez gönderildiğini ve gönderilen her insanın da tek tek sayıldığını beyan etmiştir. Diriliş dününe kadar da, ölmüş bir insanın zaman bariyerini aşarak dünyaya geri dönmesinin mümkün olmadığını vurgular. Kur’an gibi, vicdani akıl da ruh göçünü reddeder.

2- Temiz akıl taklide dayalı yaşamı ve inancı reddeder: ” Müşriklere” Allahın indirdiğine uyun denildiği zaman, “Hayır! Biz atalarımızı neyin üzerinde buldu isek ona uyarız” dediler. Ya ataları bir şeye akıl erdirememiş ve doğru yolu bulamamış iseler?” (Bakara 170) Tüm insanlık tarihinde insanlar sürekli ” aklın doğru yolda olmasının” önemi üzerinde kafa yormuşlardır. Bunun örneklerine Sumer tabletlerinde de rastlıyoruz. Onlar, si.sa (=öküzü boynuzlarından tutup) doğru yola koymak demişler. Çin’de ona Tao= Yol denilmiş; Hindistan’da ise Rita=Doğru yol kavramı ile dile getirilmiştir. Görüldüğü üzere hepsi, yürünecek doğru yolu aramışlardır. Kan davaları ağaçlara, türbelere adak adamak, çul-çaput bağlamak; falcılık yapmak veya fallara inanmak, nefsinin arzusunu ilah edinerek Allah’a ortak koşmak doğru yol değildir; insanı cehenneme sürükler.

3- Temiz akıl, hakikatin bilgisini sorgular; İnsan kendisine dokunur, bedeninin var olduğunu anlar, gölgesine dokunur, hiçbir şey hissetmez ama varlığından da şüpheye düşmez. Gökyüzüne bakar; Güneş, Ay, yıldızlara da dokunamaz ama var olduklarını görür. Aynı şekilde, gördüğü çiçekler, ağaçlar, deniz, toprak, hayvanlar vb. hep varlıklarına şahit olduğu hakikatlerdir. Bu hakikatlerin bilgisine felsefede realite=gerçek denir. Demek ki her insan realitenin yani gerçekliğin bilgisine haizdir. Örneğin, şu ev, az ilerdeki residans, şu masa, bahçedeki sandalyeler, çocuğum, komşunun çocuğu vb. hep realitenin alanıdır. Realite, Varlığın bilgisidir. Demek ki bilgilerimizin temelinde deneyimlerimiz bulunur. Bu deneyimlerimiz akıl ve hafızamıza dayalıdır. Diğer bir deyişle, realitenin, hakikatin büyük bir kısmı duyu organlarımızla algılanır. Ama algılanması şart değildir. ONUR-ONURSUZLUK GİBİ. Temiz akıl; hakikatin bilgisinden sonra, bir başka değere yönelir: DOĞRU’ya döner. Realite, yani gerçek-gerçeklik hangi “doğru”lara dayanmaktadır?

Temiz akıl mantıksal çıkarımlarla şu aksiyoma ulaşır: “Her gerçek bilgiye ancak ve ancak tek bir doğru bilgi inşa edilebilir.”. Her doğru bilgi şu soruya cevap arar: Bilgilerimizin kaynağı nedir? (bu alan epistemolojinin alanıdır; bu alandaki “izm”lere dayanmadan devam ediyorum. Örneğin, entellektüalizm vahiyi, ilhamı,bir diğer”izm” sezgiyi, bir diğeri aklı vb. reddeder).

Vicdani aklımız “zihinsel namus”u temele koyar ve maddedeki değişimle dönüşümleri dikkate almadan doğru bilgiye erişilemeyeceğini bilir. Örneğin, katı madde en,boy ve derinlikten ibarettir. Ancak bunlar miktardır, misal: 130 metrekare ev vb.gibi. Şimdi miktar bölünür, parçalanır, eksilir ya da artar.O zaman zihinsel namus ,şu aksıyoma sımsıkı sarılır: ” Aynı şartlar altında bir şey ne ise odur”. İşte bundan sonra mantık kurallarına aykırı olmayan çıkarımlarla gerçeklik hakkındaki doğru bilgiye erişebilir. Somutlaştıralım: İzlanda adası her gün yükselmektedir. Bu gün bu adanın yüz ölçümü için aldığım ölçü, yarın doğru olmayacaktır. Zira İzlanda adası yarın aynı yükseklikte olmayacaktır; yükseldiği için kapsadığı alan ve değerler aynı olmayacaktır gibi. Bu bağlamda, temiz akıl “gördüğümüz her şey bir maya; birer hayal” düşüncelerini reddeder. Ayrıca Gorgias ve septiklerin dile getirdiği meşhur önermeyi de reddeder. Konumuz olmadığı için onları burada ele almıyoruz.

4- Temiz akıl “akletmek”, “tefekkür etmek” ve “ibret almayı” düşünce sistematiğinin temeline koyar: ” Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki, bunda ilim sahipleri için bir çok ibretler vardır” (Rum 22). Bu ve benzeri ayetlerden dolayı, temiz akıl, maddi varlıklardaki düzen ve düzensizliğin yasa ve nedenlerini bilimsel yöntemlerle saptama yolunu tutar. İrfan denen ilmi bilgilerin yanı sıra basiret ilimlerinden de feyz alır. Örneğin, “renklerinizin farklı oluşu” ayetini ele alalım. Dil ayette lisan anlamında kullanılmıştır. yeryüzünde konuşulan yüzlerce dil var olduğunu biliyoruz. Peki yüzlerce lisanın var olduğu bildirildikten sonra renge vurgu yapılması “tenimizin renginden” bahsedilmediğini düşünmemize yol açıyor. Zira tüm insanlarda var olan ten rengi farklılığı çok çok az. Dil lisan ise; konuşmaya dayalı., Konuşma eylemi ses dalgalarına bağlı. Ses dalgaları bir enerji. Her enerjıde hareket mevcut. Her hareketin şekli ve enerjisi birbirinden farklı. Ses bir dalga olduğuna göre, mutlaka bir dalga boyuna sahip olacaktır. Dalga boyları frekans temellidir. Her frekansın bir rengi vardır. Tüm bu anlattıklarım düşük frekanslı sesler için çok önemli. İşte Yüce Rabbimizin buyurduğu ” Namazda sesini çok yükseltme, çok da gizleme! ikisi arası bir yol tut! ” (İsra 110) ayetindeki hikmet… Namazda okuduğun tüm namaz sureleri; ayrıca zikir ve dualar vb. beyine ulaştığında, bu frekans temelli renk ile beyin onları okur.

5-Temiz akla göre “iyi” ve “doğru”nun temelleri nedir? Onlar Allah’ın cc. emirleridir. Allah’ın emirleri ahlaken şart olan ve yerine getirilmesi istenen hükümlerdir. Bu emirler:

a- Adaletle yani hakla ilgili emirler: Bunlar imanın şartıdır. Emirlerin temelinde Allah ve Resulüne itaat vardır. Örneğin, hırsızlık yapmamak gibi. Adaletle ilgili emirler, hak=adalet; doğru ve iyi çağdan çağa; toplumdan topluma değişmez, hep aynı kalırlar. buradaki emirler “Doğru” ve “iyi” gibi değerlere dayanır.

b- İbadetle ilgili emirler: Şükür gereğidir, Bu emirler asla şarta bağlı olmazlar.Namaz, zekat ve zikir gibi. (Hac ve oruç burada yer almaz.) Namazın şartı olmaz, zekatın şartı olmaz, zikirin şartı olmaz, zinanın şartı olmaz vb. gibi. Kısaca şartlı ibadet olmaz. Kul ile Allah arasındadır. “Doğru”ya dayalıdır.

c- Kulluk ile ilgili emirler: Kulluk gereği yapılır. Dua etmek, sadaka vermek gibi. Kul ile Allah arasındadır. Değer olarak “iyi”ye dayalıdır. imdi, bu alanda şu hakikati hemen kavrarsın: Her insan yaptığı her eylemden sorumlu tutulacaktır: “Her nefis yaptıklarından sorumlu tutulacaktır.” (Müddessir 38-48) ve (Tur 21) vb. Kuran doğru düşünmenin, temiz aklın temelinde olduğuna işaret buyurur:” Allah dilediğine hikmet verir, hikmet verilene ise çok çok hayır verilmiş demektir. temiz akıl sahiplerinden başkası düşünemez.” (Bakara 269). Somutlaştıralım: Bizim en temel iki duygumuz “zevk ve acı”dır. İnsanlar zevk için, veya ortama uyum sağlamak için, veya kederden vb. içki içerler. Ya da ihtiyaç, eğlence, zevk veya daha fazlasını elde etmek için kumar oynarlar. Bütün bu eylemler duyguların dıştan görünen yüzüdür. Çoğunlukla, bu iki duygu da insanlarda arzu ve heveslerini ilah edinmelerine yol açar. Zira araya ” nıyet” girmiştir.

6- Temiz aklın bir fonksiyonu olarak niyetin önemi: Aklın bilme kabiliyeti, idrak; niyet ve arzu yaşantımıza seçimlerimiz yoluyla etki ederler. Kuran’da idrak; anlama ve kavrama kabiliyeti, bizlere Allah tarafından bahşedilmiştir. (Rahman 1-4). Her insanda “iyinin” ve “adaletin” ne olduğuna dair iç dünyasında bir his vardır.” İyi” bir değerdir. Adalet ise bir histir. Hakka dayanır. Hak kavramı, içinde “doğru ve iyiyi” de barındırır. Başkalarına karşı adaletli olmak, Allah’ın cc. emrettiği bir ” iyi”dir. Yaşam için de, meslek için de temeldir. İnsanların aldıkları kararlar hakka yani adalete dayalı olursa, bu fail için de iyi olur, fiil için de iyi olur.

Niyet amaç taşıyan bir eylemdir. Doğası gereği de ikiye ayrılır: a- iyi niyet; b- kötü niyet.Ahlaki seçimlerimiz dahil olmak üzere tüm karar ve tercihlerimiz adaletten uzaklaştığı anda, niyet ve amellerimiz de doğrunun, iyinin, hakkın yolundan ve rotasından çıkar. Sonuç dünyada ve ahirette hüsrandır. Kuran’da temiz akıl yoluyla vurgulanan da budur. Kıyamet kategorisinde görüşmek üzere.

Sosyal Meyda'da Paylaşın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

Site Statistics

    kurandakihayat.com sitesinden daha fazla şey keşfedin

    Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

    Okumaya Devam Edin