KURAN’A GÖRE NELERİ-NİÇİN UNUTUYORUZ?
Kuran, bizlere neleri, niçin unuttuğumuzu çok net açıklar. Listenin en başında “Kalu-Bela Şehadeti” yer alır. Kalu-Bela’da, Allah tüm insanları ” Evet, şahidiz Rabbimizsin!” (Araf 172); diye Varlık ve Birliğine şahit kılarak söz almıştır. Hepimiz, O’na iman etmiş; “La ilahe illallah” yani Allah’tan başka hiç bir ilah olmadığını kabul etmiştik. Kuşkusuz, bu şehadet sözü bir “ahit” idi. Üstelik, hepimiz bu ahdimize vefa göstermeye söz vermiştik. Ahdine vefa gösteren, sadık kalanlar “müminlerin evveli” olup, sayıca fazla değildir. Kalu-Bela şehadetinin önemi şudur: ” (Kalu-Bela şehadetini), kıyamet günü “Bizim bundan haberimiz yoktu!” demeyesiniz diye yapmıştık…” (Araf 172-174). Demek ki, şehadetimizi, ahdimizi unutmak mümkün değildir. Zaten. bilim adamlarının yaptıkları deneyler göstermiştir ki, beynin elektriksel faaliyetleri durduğu vakit bile belleğimizdeki anılar bundan zarar görmemektedir. O halde şehadeti niçin unutuyoruz? Neden, Rabbimizin doğru yolunu unutup da inkar yoluna sapıyoruz? Kuran’a göre başka neleri unutuyoruz? Dünyaya dalıp ahireti unutuyoruz. Ahiretin müminler için önemi “ilahi adaletin” tecelli edeceğine olan sarsılmaz inançlarıdır. Ahiret, ” hesap günü” demektir. Hesap gününde insan, cin ve şeytanlar yaptıkları iyilik ve kötülüklere göre ya Allah’ın rahmetine nail olacaklar, ya da azaba yuvarlanacaklardır. Allah’ı zikretmeyi; ahlaki değerleri; moral değerleri yani maneviyatı; sevgiyi, merhameti, saygıyı, insafı,,,bunları unutuyoruz. Peki, Kuran’a göre niçin unutuyoruz? https://kurandakihayat.com/eski
Kuran’a bakıyoruz..”(heva ve heveslerini kendilerine ilah edinenler) Yoksa onların ekserisi işitirler veya akıl erdirirler mi zannediyorsun? Onlar hayvan gibidirler..” (Furkan 44). Ayetteki “akıl erdirirler mi?” ifadesi düşünceye atıfta bulunur. Düşüncenin temelinde gözlem ve analiz bulunurken, hedefinde plan yapma, gelecekte olanları tahmin etme, olacakları kestirme vardır. Bunlardan gözlem hariç, diğerlerinin hiçbiri hayvanlarda yoktur. Düşünce sürecinde beynimiz elektrik üretir. Bu, deneyle tespit edilmiştir. Hayvanlarda ise, insanlardaki gibi bir düşünce süreci olmadığı için, ” akıl yürütme” ya da “akıl erdirme” gibi melekelere sahip değildirler. Ayetteki “İşitirler mi zannediyorsun?” ifadesi şunu vurgulamaktadır: Gerçek sağır olanlar, Allah’ın doğru yolunu düşünmeyen, O’nu zikretmeyen, okuduğu ayetlerin anlamlarını hissetmeyenlerdir. Kuran’a göre neleri- niçin unutuyoruz? sorusunun cevabı, iki organımızın çalışmasındaki düzende gizlidir. Bu organlar. Kulak ve Göz’dür.http://twitter.com
Biliyoruz ki, sağ ve sol kulağımızın hemen arkasında yer alan bölgede bilme, kavrama, algılama süreci merkezi bulunur. Bu merkez, diğer bölgelerden gelen bilgileri kombine eder; kelimeleri fikirlerle birleştirir ve dildeki gramatik yapıyı kavrar. Şimdi, kişinin abdest alırken kulak arkasını yıkaması; müezzinin ezan okurken baş parmağı ile kulak arkasına dokunması bu bölgedeki sinirlerin uyarılmasına neden olur. Kişi ibadetine devam ettikçe, bu sinir uyarısını hem temiz, hem açık hem de canlı tutar. Her iki kulağın arkasında bulunan” temporal lob” işittiklerimizi anlamamızı sağlar. Bu yüzden, namazda sesimizi kısmayız. Yani kendimizin duyacağı bir ses tonuyla namazımızı kılarız. Keza, zikir ve dualarımızda da aynı yolu izleriz. kendimizin işiteceği bir sesle bunları yerine getiririz. Gizli zikir hariç, ibadette bu yolun izlenmesi emredilmiştir. İlaveten, az da olsa ibadetin her gün yapılması hadislerde beyan buyurulmuştur. İbadetin az da olsa devamlı yapılması, bu merkezi hep açık ve temiz tutar. Bunun konumuzla ilişkisi ve hikmeti şudur:
Gözdeki filtre sistemi gibi, kulaktaki sinir hücreleri de duydukları sesi geçirip geçirmemeye karar verirler. Bu karar, elbette, kişinin tercihlerine göre, sinir hücreleri tarafından alınır. Hafızamız özel bir proteinle bağlantılıdır. Bu protein sinir hücrelerimiz tarafından üretilir (neurotransmitter). Dr. Bernard Agranoff “Michigan Üniversitesi Akıl Hastalıkları Araştırma Enstitüsü” deneylerle saptamıştır ki, unutkanlık, bellekteki proteini durdurmakla mümkündür. İşte, Allah’ı zikretmeyenlerin kulak ve gözlerinin mühürlenmesi, sinir hücrelerinin bu proteini üretmeyi durdurmalarının sonucudur. Kulluk ve ibadet etmeyen kişinin sinir hücreleri, bellek proteinini üretmeyi durdururlar. Şehadet ve ahdini unutanlar Allah’ı zikretmekten gafil olanlardır. Gafil olanların, kulak ve gözlerinin mühürlenmesi sinir hücrelerinin bellek proteinini durdurmaları nedeniyledir. Kulak sinirleri kendi hafıza proteinini durdurunca, kişi Hakk’ı anlamaz, duymaz, işitmez. Keza, göz sinirleri de bellek proteinini üretmeyi durdurunca, kişi baksa da hakikati “göremez”. İman etmeyenlerin “Allah dileseydi, ne biz ne de atalarımız O’nu şirk koşamazdık” (Enam 148) sözü, bu nedenlerden ötürü bir yalandır. Çünkü, sinir hücrelerimizin bellek proteinini durdurmasından bizler sorumluyuz. Unutmayalım ki, Allah’ın cc. bizlere bahşettiği özgür irademiz dolayısıyla seçim ve tercihlerimiz bize bağlıdır. İşte, bu seçim ve tercihlerimiz sebebiyle dünyada imtihana tabii tutuluruz. Kıyamette hesaba çekiliriz. Mahkemelerde yargılanırız. Bu konuya ileride “KULAK” ve “GÖZ” bahsinde tekrar geri döneceğim. http://facebook.com
Görüşmek üzere!