DUA HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKEN ÖZELLİKLER
Dua hakkında bilmemiz gereken özelliklerin ne olduğu sorusuna cevap verebilmek için duanın ne olduğunu bilmemiz lazımdır: Dua Nedir* Dua, hem dini hüküm ve değerlere dayalı olan bir ibadettir; hem de Yüce Rabbimizden istek, arzu, ihtiyaç, niyet ve beklentilerimizle ilgili olarak okuduğumuz ya da söylediğimiz yakarışlardır. İstek, niyet veya ihtiyaçlarımıza dayalı olarak ettiğimiz dualarımızda bizler ya dünya için (örneğin, işe girmek) ya da ahiretle ilgili olarak (örneğin, cehenneme girmemek) Allah’dan bir şeyler diler ve o dileklerimizin Rabbimiz tarafından kabul edilmesini can- gönülden arzu ederiz. Dua hakkında bilmemiz gereken özelliklerin en başında ibadet olan dualarla, isteklerimize dayalı olan dualarımız arasındaki farklılıkları anlamaktır.. Örneğin, ibadet için yaptığımız dualarda; dua nedenlerimizin hedefi “amellerimizin kabulü ve Allah’ın rızasını ” kazanmaktır. Oysaki, arzu, dilek, ihtiyaç ya da beklentilerimize dayalı yakarışlarımızla dolu olan dualarımızın nedenleri ise çok çeşitli olabilir. Örneğin, birimiz sıkıntısının giderilmesi için dua ederken, bir başkası zürriyet yani çocuk sahibi olmak için; yahut hastalıktan kurtulup şifa bulmak için; veyahut hamd etmek, şükretmek, sabretmek vb.gibi amaçlar için dua ediyor olabilir. Bu yazımızda yalnızca ibadete dayalı olan dua hakkında bilmemiz gereken özellikler üzerinde duracağız.
Dua hakkında bilmemiz gereken özellikleri kavramak için, öncelikle onun bir ibadet olduğunu idrak etmemiz şarttır. Dini hükümlere dayalı bir ibadet olarak yerine getirilmesi emredilen dualardan bazıları şunlardır: Tesbih, Tevbe, İstiğfar, Mağfiret, Sığınma, Zikir,İman, Şükür, Hamd etme, Sabır, İlim vb.gibi. İmdi, ibadete dayalı her dua için belli bir zaman (örneğin seher vakti gibi); belli bir yer (örneğin secdeden sonra ya da namazda gibi); belli bir mekan (örneğin,Hac’da Arafatta gibi) şartlarına uymak bir zorunluluk iken; dileklerimize dayalı dualar her yerde, her an hatta yatarken bile eda edilebilir. Dua hakkında bilmemiz gereken özelliklerin bir başkası, onlarda mevcut olan bir dua adabının varlığıdır. Örneğin, Allah-ü Teala buyurur: “Rabbinize yalvara yalvara (ısrarla) için için (sessizce) dua edin. Şüphesiz ki O haddi aşanları sevmez.” (Araf 55). Yani, bağırarak, çağırarak. yüksek sesle dua etmek ibadete uygun değildir, haddi aşmaktır. Dua adabında dikkat çeken bir başka çok önemli özellik şudur: Rabbimize esmalarla dua edilecektir . Esma, Allah’ın Kuran”da zikredilen isimlerinden her birinin adıdır. “En güzel isimler Allah’ındır. O’na onlarla dua edin” (Araf, 180). Esmalarla dua etmek hem bir zikir, hem de bir tesbihtir. Tesbih ve zikir için ise zaman ve yer önemlidir. Tesbih konusunu daha önce ele almıştık. Zikir konusu ileride bu blogda yer alacaktır.(Tesbihin hikmet ve önemi başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz). Dua hakkında bilmemiz gereken özellikler konusunu şu soruyla sonlandırıyoruz: Kimlere dua edilmez? “Zalimlere ve kendilerine zulmedenlere dua edilmez”. (Müminun 27). Devam ediyoruz: https://kurandakihayat.com/eski
Kuran-ı Kerim’de, Rabbimizin ” dua” hakkındaki emirleri şöyledir:
1-” Bana dua edin duanıza icabet edeyim. Bana kulluk etmeyi gururlarına yediremeyenler yarın hor ve hakir olarak cehenneme gideceklerdir.” (Mümin 60). Allah’a kulluk etmeyi gururlarına yediremeyenler müşriktirler. Müşrik, Allah’ı hükmüne ve/veya mülküne ortak koşandır. Müşrikler gururları yüzünden cehenneme giderler. Gurur en büyük günah olarak kabul edilen “kibir”e özgü özellikleri içerir. Kibirli kişi, nefsine uyarak, nefsinin hevasını (arzusunu) ilah kabul ederek, Allah’a şirk yani ortak koştuğu için cehenneme yuvarlanacaktır. http://www.tumbir.com
2-” Gerçek dua ancak O’na yapılır!” (Rad 14). Bu ayette de Allah cc. kendisine dua edilerek ibadet edilmesini emretmektedir. Burada kastedilen dua ve ibadet: zikirdir. İbni Abbas (ra) buyurmuştur ki, ” Allah neyi farz kıldıysa mutlaka o farz için sınır da tayin etmiştir. Zikir, farz üzeri farzdır. özür halinde herhangi farzı yapmayanları Rabbimiz mazur görmüştür. (Özür halinde oruç tutamamak, namaz kılamamak gibi) Ancak, zikir için bir sınır, hudud koymamış, terki için de hiç bir özür kabul edilmemiştir.” İnsanların bütün hallerinde zikri emir buyurmuşlardır. Amaç, her an Allah’ı anmak ve unutmamaktır. Bakara 152. ayette “Siz beni zikredin ki, Ben de sizi anayım” diye buyurmuştur; kalp dili ile zikretmemizi emretmiştir((Ahzap41). Bunları bilen kul, “Ve o kimseye itaat etme ki, kalbini zikrimizden gafil bırakmışızdır….o keyfinin ardına düşmüş…haddini aşmıştır” (Kefh28) Zikir çok önemlidir. Şeytanın şerrinden zikirle kurtulmamız mümkündür. Aklına göre ibadet yapıp cehalet karanlığına batan kişi, Allah’a dua ettiğini zanneder, ama yolunu kaybetmiştir. Gerçek dua zikirle mümkündür. Bu çok önemli konu için “zikir” bahsini ayrı olarak ele alacağım.
3- “Bana dua edenin duasına icabet ederim “(Bakara 186). Bu ayet, ettiğimiz duaların akibeti hakkındaki sonucu bildirir: Allah’a dua ile yönelenin duaları kabul buyurulur.
4-” İman edip güzel işler yapanların duasını kabul eder,,,,fazlasıyla verir…(Şura 26). Bu ayeti kerimede, duanın kabulü için hem iman etmiş olma şartı hem de güzel işler, (iyi-doğru) yapmış olma şartı bulunmaktadır. Peygamberimizin şu hadisi duanın önemini çok güzel vurgulamaktadır:” İçinizden her kime dua kapısı açılmışsa, muhakkak ona rahmet kapıları da açılmıştır.Dua, inen ve inmeyen belalara karşı faydalıdır. Ey Allah’ın kulları, duaya sımsıkı sarılınız”.
Dua hakkında bilmemiz gereken özellikler, onların bedenimiz için enerji üretmeleridir. Nasıl ki, yediğimiz besinler vasıtası ile vücudumuza kalori yüklüyorsak, ettiğimiz dualarla da bedenimize enerji yükleriz; daha doğrusu enerji üretiriz. (Unutmayalım ki, kalori dediğimiz şey de bir enerjidir). Ancak, çoğumuz dua etmeyi bilmediğimiz için, hem enerji kaybı yaşarız; hem de ” dua ettim ama kabul olunmadı” diye kızarız, üzülürüz, hatta Allah korusun isyan ederiz. Peki, dualarımızın kabulü için neler yapmamız gerekmektedir? 1- Öncelikle, Allah’a nasıl dua edilecek bunu bilmemiz gerekiyor. 2-Dua adabını bilmek 3-Dua vakitlerini de iyi anlamak. 4- Elbette, dua süreleriyle , 5- Dualarda söylenmesi gerekenleri bilmemiz de önemlidir. 6- Son olarak kimlere dua edilmeyeceğini bilmemiz gerekmektedir. Birinci ve üçüncü şıklar bu yazıda; diğer şıklar daha sonraki yazılarda ele alınacaktır.
Nasıl Dua Edilecek?
a- Esma-i Hüsnalar ile: Allah cc. şöyle buyurur: “En güzel isimler Allah’ındır. Onun için siz O’na onlarla dua edin ve O’nun isimlerinde sapıklık edenleri bırakın, yarın onlar yaptıklarının cezasını çekeceklerdir. ” (Araf 180). Allah’ın isimlerine “esma-i hüsna” denir. Kuran’da 100’den fazla esma zikredilmiştir. Her esma bir duadır. Her esma duası da bir tesbihtir. Tesbihin yeri ve zamanı Kuran’da bildirilmiştir. Esma dualarının hepsi, birer dini hüküm ve değer taşıdıkları için Allah’a ibadettir. ( bakınız Tesbihin hikmeti ve önemi). Peygamberimizin (sav), “Allah’ın isimlerini ezberleyen cennete girer” hadisi; esmaları tesbih eden, esmalardaki manalara uygun davranışları yaşamına egemen kılan kişinin cennete gireceğini müjdelemiştir. Örneğin, Allah cc “Settar”dır. Yani,kusurları, ayıpları, suçları, günahları vb. örter. Bu esmanın manasını beynine ve kalbine nakşeden, yaşamında uygulayan bir kişi, hiç kimsenin kusurunu, ayıbını, günahını vs. araştırmaz, açığını bulup yaymak için dile getirmez. Çünkü, ancak o zaman kendi kusur, günah, ayıp ve suçlarının Allah’ın “Rahmet” esmasıyla örtmesini ümit edebilir. Babam esma duaları ile ilgili bize şunu öğretmişti:
Açılır bahtımız bir gün,
Kapandıkça kapanmaz ya,
Sebepler halk eder Kerem,
“Bab”ı kapatmaz ya, (bab, kapı demektir)
Benim HAKK’A niyazım, rızk için değil Haşa,
Hüda “Rezzak’ı Alem”dir,
Rızıksız kul yaratmaz ya…
Özetle, esmalar birer tesbihtir. İbadettirler. Resulullah’ın buyurduğu gibi esmaları öğrenerek anlamlarını bilerek dua eden, onlardaki anlamlara uygun yaşayan kişinin, yaşantısındaki meşru ve adil olan her isteği inşaallah Allah’ın izni ile gerçekleşecektir.
b-Peygamberimiz Hz. Muhammed’in Öğrettiği ve Tavsiye Ettiği Dualarla: Dua ve zikirde Peygamberimizin bizim için örnek alınması gereken bir kişi olduğu ayetle beyan buyurulmuştur: “Andolsun sizin için, Allah’ı ve ahireti umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Resulü’ nde güzel bir örnek vardır” (Ahzap 21). Resulullah hazretleri “Dua ibadetin özüdür” demiştir.
c-Kuran’da Beyan Buyurulan Ayetlerle Dua Etmek: Kuran’da kimi ayetler şifa için; kimi ayetler nazar için; kimi ayetler kafir cin ve şeytanlardan korunmak için; kimi ayetler zenginlik için; kimi ayetler ilim ve zihin açıklığı için, kimi ayetler de günahtan korunmak, cehennemden sakınmak vb. gibi bizlere beyan edilmiş ve bunlarla dua etmemiz emredilmiştir. Örneğin,Şeytanlardan, Allah’a sığınma duası şöyle emredilmiştir: “Ve de ki: “Ey Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından Sana sığınırım. Ve karşıma çıkmalarından da Sana sığınırım Rabbim!” (Müminun 97-98). Bu ve benzer duaları ileriki yazılarda ele alacağım için konuyu kapatıyorum.
Dua zamanı. Ne zaman dua edilecek?
Dua zamanı çok net bildirilmiştir: Sabah ve akşam dua edilecektir: ” Rablerinin rızasını isteyerek, sabah akşam O’na dua edenleri yanından kovayım deme! kovup da zalimlerden olma! ” (Enam 52).
Peki, dua ettiğimiz andaki tutumumuz nasıl olmalıdır? Korku ve ümit içinde olunmalıdır: “..korku ve ümit içinde Rablerine dua ederler..” (Secde 16).
Özetle, dua ibadettir; isteklerimizle bezenmiş yakarışlarımızdır, enerjidir. Bedeni korur ve yeniler; nefsimiz üzerindeki etkileri büyüktür. Beden bahsinde ” iyileşeceğine inanan o inançla iyileşir” derken vurguladığımız buydu. Ecel gelmemişse, en kötü hastalığa bile yakalansanız dua ile iyileşirsiniz. Dua ile dağları yerinden oynatırsınız, iman etmeniz koşuluyla elbette.
Gelecek yazıda görüşmek üzere!




Thank you for your comment.
Thank you for explaining in-depth.